Şirketlerin kendini yenilemesiyle ilgili örneklerden sonuncusu: Lego.

Günümüzde durağanlık, iş dünyasında silinmekle eşdeğer.

Şirketlerin kendini yenilemesiyle ilgili örneklerden sonuncusu: Lego.

LEGO, geçen ay LegoGPTyı tanıttı.

LegoGPT, Carnegie Mellon Üniversitesi tarafından geliştirilen ve kullanıcıdan gelen metin komutlarını fiziksel olarak inşa edip LEGO modellerine dönüştürebilen bir yapay zekâ sistemi.

Bu sistem, adeta bir “yapay zeka mimar” gibi çalışıyor. “Kırmızı bir itfaiye kamyonu” ya da “kanatlı bir uzay gemisi” gibi açıklamaları alıp bunu LEGO tuğlalarıyla inşa edilebilir bir plana dönüştürüyor.

LegoGPT, 47.000’den fazla LEGO yapısını içeren özel bir veri seti olan StableText2Lego üzerinde eğitilmiş. Sadece şekil değil, istediğimiz doku ve rengi de elde edebileceğimiz Lego tasarımlarını 3D boyutta elde edebileceğiz.

Bu sadece bir oyun değil; bu bir adaptif dönüşüm dersi:
Teknolojik gelişmeleri söylemde değil, işlevde kullanmak, dokunulabilir tasarımlar yaratmasına olanak tanımak ve yaratıcılığı, mühendislik zekasıyla buluşturmak için güzel bir gelişme.

Bu adımla LEGO ayrıca, yapay zekayı çocuklarla buluşturarak eğitimde STEM öğrenimi, ürün geliştirme ve mimari prototipleme gibi alanlarda çığır açıcı bir rol üstlenebilir.

Bir şirket düşünün, 90 yıl önce kurulmuş ve sadece tek çeşit bir ürün üretiyor: plastik küçük bir oyuncak… Ama sektöründe lider kalmayı başarabiliyor.

Ve bazı şirketler hâlâ dijital dönüşümü tartışırken, diğerleri—tıpkı LEGO gibi—fiziksel ve dijital dünyayı yeniden tanımlıyor.

Şirketler neden LEGO gibi düşünmeli?

İster perakende ister finans, üretim ya da hizmet sektöründe olun; "Gelecekte var olmak istiyorsanız, kuralları yeniden yazmalısınız."

Çünkü dönüşüm ve sürekli gelişim bir projeden çok bir düşünme biçimidir.